Adıyaman 1 Şubesi

BESNİ Eğitim-Bir-Sen Kadınlar Günü Açıklaması

Memur-Sen ve Eğitim Bir Sen Besni Başkanı Mahmut Akçaay 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, dolayısıyla yazılı bir basın açıklaması yayımladı.

Memur-Sen ve Eğitim Bir Sen Besni Başkanı Mahmut Akçaay 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, dolayısıyla yaptığı açıklamada şunları söyledi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kadınların haklarını aramak, çalıştıkları işin karşılığı ücreti alabilmek ve doğum izni talepleriyle başlattıkları mücadelenin yıldönümüdür. Bu mücadelenin 1857 yılında başladığını dikkate aldığımızda aradan geçen sürede fazla bir ilerlemenin olmadığı açıktır.

Günümüzde kadınların uğradıkları eşitsizlik ve ayrımcılık halen devam etmekte, kadınların talepleri sürekli gündemdeki yerini korumaktadır. Her 8 Mart’ta, kadınların sorunları ve bu sorunların çözümüne yönelik talep ve önerileri kadın-erkek toplumun her kesimi tarafından dillendirilmekte ama köklü çözümler getirilmemektedir.

Kadınlar, birbirlerinin sorunlarına karşı duyarsızlaştırılmakla birlikte hemcinslerine karşı mücadele eder hale getirilmişlerdir. Kılık-kıyafet ayrımcılığının kamu eliyle körüklenmesi yüzünden kadınların önemli bir kesimi ötekileştirilmiş, eğitim-öğretim ve çalışma hayatı başta olmak üzere, çoğunlukla sosyal hayattan da dışlanmışlardır. Yıllarca üniversite kapılarında yaşanan dramlar görmezden gelinmiş, kılık-kıyafet ayrımcılığıyla dışlamalar sürmüş, özgürlük talepleri duymazdan gelinmiştir. Çalışma ve toplumsal hayata katılımdaki eşitsizlik devam ederken, “Haydi Kızlar Okula” kampanyaları ise bir ironi gibi durmuştur.

Halkın seçtiği başörtülü milletvekili Merve Kavakçı’ya TBMM İç Tüzüğü gerekçe gösterilerek had bildirilmesi de sindirilmenin en uç örneği olarak tarihe geçmiştir. Bu durum, hakkını arayan kadınlara öğrenilmiş çaresizlik örneği olarak sunulurken, kılık-kıyafeti gerekçe gösterilerek mesleklerinde atılan, eğitimleri yarıda kalan, yaşamları zehir edilen kadınların ödediği bedel yeterli görülmemişçesine kadınlara uygulanan ayrımcılık maalesef hâlâ sürmektedir.

1930’da ‘seçme’, 1934’te ‘seçilme’ hakkı tanınan kadına günümüzde ne giyeceğini seçme hakkı verilmemekte, toplum mühendisliği devam etmekte, ders kitapları dâhil hayatın her alanında kadınlara rol modeller dayatılmaktadır. Yıl 2013 ve kamusal alan yalanıyla meşrulaştırılmaya çalışılan keyfi dayatmalar ne yazık ki hâlâ sürmekte; başörtüsü, kadınların önemli bir kısmını mahrum etmenin simgesel aracı olarak kullanılmaya devam edilmektedir.

12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa Referandumu’nda kadınlara pozitif ayrımcılık hakkı tanındığı halde, kamuda çalışma hayatında kadınlar arası ayrımcılığın sürüyor olması kabul edilemez. Temel hak ve özgürlüklerini kullanamayan başörtülü kadınlara erkek kontenjanından insan muamelesinin yapıldığı ülkemizde, Eğitim-Bir-Sen olarak 8 Mart’ın tüm ayrımcılıkların ve ötekileştirmelerin bittiği tarih olmasını istiyoruz.