15 Temmuz'da ulaşamadıkları amaçlarına, KHK listelerine sızarak ulaşmaya çalışıyorlar

Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 686 sayılı KHK ile haklarında işlem kararı verilen çalışanlarla ilgili açıklamalarda bulunan Ali Deniz, “açığa alma ve ihraçlarda izahı mümkün olmayan ve sahanın anlam veremediği birtakım işlemlerin olduğunu, abdestinden şüphe etmediğimiz kişilerin ihraç ve açığa alma ile karşı karşıya kaldığını, açığa alınanlar arasında uzun süredir bekleyenler bulunduğunu sendikal çalışmalarımız esnasında görüyor ve yayınlanan listelerden şahit oluyoruz” dedi.

“Bu uygulamalarda genel olarak bir isabet söz konusu ise de mağdur olan çalışanlar mevcuttur” şeklinde konuşan Ali Deniz, “mağduriyetlerin giderilmesi için kurulan komisyonların çalışmaları hızlandırılmalıdır. Kamuoyunda komisyona seçilen üyeler ile ilgili kripto kimselerin yer aldığı algısı mevcuttur. Son KHK'larda ihraç edilen bazı isimlerin kamuoyunda yakinen tanınıyor olması ve terör örgütleri ile bağlantısının komik karşılanması bu konudaki endişelerimizi arttırmaktadır. Bu durum söz konusu komisyonlardaki kişilerin özenle seçilmesi gerekirse yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşündürmektedir” ifadelerini kullandı. Deniz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sayın Cumhurbaşkanının da daha önce ifade etikleri üzere, “At izinin it izine karıştığı” bir tablo oluşmakta ve bu tablo giderek ağırlaşmaktadır. Bu tablonun sebebi bir yandan kimi bürokrat ve devlet görevlilerinin ikbal hesapları, makam hırsları, kişisel kin ve hesaplaşma istekleri olduğu gibi, diğer yandan kötü niyetli çevrelerin ve kripto olarak adlandırılan kendisini gizlemiş örgüt üyelerinin ayak oyunları olduğu bilinmektedir. Ancak bütün bunlara yol açan esas problem, sürecin “Önce tedbiren açığa al/ihraç et, sonra masumsa iade et” şeklindeki işleyiş biçiminin manipülasyon ve istismara açık olmasıdır. Bunun önüne geçmek için her şeyden önce manipülasyon, istismar ve yüksek oranda hataya yol açan ihraç ve açığa alma yöntemi acilen değiştirilmeli, bu işlemler için somut kriterler belirlenmelidir. İhraç ve açığa alma kararlarından önce titiz ve detaylı bir araştırma yapılmalıdır. Ayrıca haklarındaki iddia ve ihbarların asılsız olduğu belirlenen kişilerle ilgili, bu asılsız ihbarda ve girişimde bulunanlar hakkında soruşturmanın yapılması, keyfi ihbar ve iddiaların önüne geçebilir.

Özellikle Bylock gibi, istismara açık kriterler konusunda daha titiz davranılmalı, istismar sonucu mağdur edilenlerle istismar ederek mağdur edenler arasındaki ayrım çok dikkatli ve özenli bir şekilde gerçekleştirilmelidir.

Referandum sürecine girdiğimiz bir ortamda, süreci manipüle ettiğine inandığımız kripto kişilerce adeta ‘Evet’i zayıflatan, ‘Hayır’a güç katan bir hoşnutsuzluk tablosu üretilmeye çalışılmaktadır. 15 Temmuz’da tanklarla, uçaklarla ulaşamadıkları amaçlarına, KHK listelerine sızarak ulaşmaya çalışmaktadırlar. Görülen o ki, referandum sürecinde ciddi bir tuzakla karşı karşıyayız. Bu nedenle hükûmetin bu gidişata dur diyecek radikal bir müdahalede bulunmasının gerekli olduğu inancındayız.

Bizler, terör örgütleriyle en etkili mücadelenin verilmesinden yanayız. Lakin bu mücadele sırasında yapılan hatalardan dolayı ortaya çıkacak sosyal maliyetin de iyi hesaplanması gerektiğini, aksi takdirde terörü tersinden besleyecek bir toplumsal hoşnutsuzluk kapısının aralanacağını düşünüyoruz.”