Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesi İl Divan Kurulu Toplantısını Perre Uygulama Oteli’nde Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz’un katılımı ve başkanlığında gerçekleştirdi. Toplu Sözleşme sürecine hazırlık çalışmalarının, eğitim camiasının sorunları ve çözümlerinin istişare edildiği ve sendikal faaliyetlerin değerlendirildiği toplantıya il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri, kadınlar komisyonu ve engelliler komisyonunun yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesi İl Divan Kurulu Toplantısını Perre Uygulama Oteli’nde Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz’un katılımı ve başkanlığında gerçekleştirdi. Toplu Sözleşme sürecine hazırlık çalışmalarının, eğitim camiasının sorunları ve çözümlerinin istişare edildiği ve sendikal faaliyetlerin değerlendirildiği toplantıya il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri, kadınlar komisyonu ve engelliler komisyonunun yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Toplantıda konuşan Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz Adıyaman Şubesi’nin sendikal faaliyetlerini yakından takip ettiklerini dile getirerek yapılan çalışmalardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Adıyaman’da genel yetkili sendika olarak hedefe ulaşılmasının da Adıyaman Şubesi için ifade edilen Sendikacılığın Başkenti söylemini doğruladığını vurgulayan Yavuz, “Şubat 2023’te meydana gelen depremler, yaygın bir yıkıma ve 50 bini aşkın insanımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Deprem bölgesindeki konut ihtiyacı, hayat kalitesinin bozulması ve zorunlu yer değişikliği gibi etmenler, eğitim ve öğretim üzerindeki olumsuz etkilerini hâlâ hissettirmektedir. Yeniden inşa ve kentsel dönüşüm uygulamaları çerçevesinde bölgedeki eğitim kurumu ihtiyacı hızla tespit edilerek giderilmeli, mevcut kurumların altyapıları ve kapasiteleri güçlendirilmelidir. Bölgedeki eğitim ve öğretimi etkileyecek en önemli unsurlar arasında bulunan öğretmenlerin psikolojik iyi olma hâlleri, barınma, hayat şartlarının niteliği ve mevcut desteklerin devamlılığı, yeni atanacak öğretmenlerin nerelerde görevlendirileceği ve barınma şartları ile ilgili sorunlar hızla çözüme kavuşturulmalıdır” dedi.
“Enflasyonun sabit gelirliler ve tüketiciler nezdinde can yaktığı bir ekonomik ortam, en çok ücretlilerin, kamu görevlilerinin hayatını olumsuz etkilemektedir” şeklinde konuşan Yavuz “Ekonominin makro ve mikro düzey rakamları, enflasyon ve döviz oranları dikkate alındığında, kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğü net bir şekilde görülmektedir. Bu çerçevede eğitim çalışanlarının, kamu görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıpları ve enflasyona yenilme riskini giderecek mahiyette mali haklarında iyileştirmeler yapılmalıdır” ifadelerini kullandı. Talat Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uzman öğretmen veya başöğretmen unvanına başvuruda bulunacakların öğretmenlik veya uzman öğretmenlik sürelerinin hesabında; temel askerlik eğitimi/askerlik süreleri, bakanlık kadrolarında diğer hizmet sınıflarında geçirilen süreler, bakanlık kadrolarında öğretmen olarak görev yapmakta iken diğer bakanlık veya kamu kurum ve kuruluşlarına atananlardan yeniden öğretmen olarak atananların diğer kurumlarda geçen süreleri, 657 sayılı kanunun 108.maddesi kapsamındaki aylıksız izin süreleri, 23/4/1999 tarihi öncesi veya 14/2/2005 tarihi sonrasında almış oldukları disiplin cezası veya istifa sonucu öğretmenlikleri sona erip sonrasında yeniden öğretmen olarak atananların görevlerinin sona erdiği tarih ile yeniden atandıkları tarih arasında kalan süreleri, öğretmen olarak atanmadan önce 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu kapsamında araştırma görevlisi/öğretim görevlisi kadrolarında geçirilen süreler, öğretmen olarak atanmadan önce 657 sayılı kanun kapsamında diğer hizmet sınıflarında geçirilen süreler, diğer bakanlık veya kamu kurum ve kuruluşlarında öğretmen/sözleşmeli/ücretli öğretmen statüsünde geçirilen süreler ile usta öğretici statüsünde geçirilen süreler de dikkate alınmalıdır.”
“Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile işsizlik arasında tercihte bulunmaya zorlayan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir. Sözleşmeli öğretmenlere, kadroya geçirilme sürecine ilişkin kalıcı bir düzenleme yapılması beklenmeksizin mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği hakkı başta olmak üzere kadrolu öğretmenlere tanınan haklar verilmelidir.”
“Öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca birkaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunu zedelemektedir. Millî Eğitim Bakanlığı, maşerî vicdanı yaralayan mülakatla öğretmen alımından da vazgeçmelidir.”
“Eğitimin niteliğinin artırılması ve okullar/bölgeler arasındaki nitelik farkının kapatılması, okullarda boş ders kalmamasına ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır. Ücretli öğretmen sayısıyla birlikte düşünüldüğünde sistemdeki öğretmen açığının, bütçe kısıtlamaları, tasarruf tedbirleri bahanesinin arkasına sığınılarak kapatılamayacağı açıktır. İhtiyaç olmasına rağmen yeterli atama yapılmamakta, yeterli aday bulunduğu hâlde atama yapılıp ihtiyaç karşılanmamaktadır. Bu durum ‘önce eğitim’ iradesiyle çelişmektedir. Eğitimde fırsat eşitliği vurgusu yapılan bir sistemde, öğretmen açığını kapatmaya yönelik nitelikli politikalar benimsenmelidir.”
“Bazı bölgelerde en büyük eğitim sorunu, kalıcı öğretmen istihdamının sağlanamamış olmasıdır. Öğretmen açığını kapatmak amacıyla zorunlu hizmet yükümlülüğü ve üç yıl zorunlu çalışma süreli sözleşmeli öğretmen istihdamı getirilmiş olsa da bu uygulamaların soruna kalıcı bir çözüm getirmediği görülmektedir. Eğitim çalışanlarına yönelik, zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde illerin mahrumiyet durumlarına göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesi, hem istihdamda zorluk çekilen bölgelerin eğitim çalışanı açığının kapatılması bakımından hem de bölgenin zorluğuna göre eğitim çalışanının yaşadığı mağduriyeti gidermesi bakımından zaruret arz etmektedir. Toplu sözleşme taleplerimiz arasında da yer alan bu teklifin hayata geçirilmesi öğretmen açığı sorununu büyük oranda çözecektir.”
“Genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında yer alan eğitim çalışanlarının liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde mesleki ilerlemelerini sağlayan en önemli araçlardan biri olan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları konusunda somut adım atılmalı, sınav ve atama takvimi, bakanlık çalışma takvimine alınarak belirsizlik giderilmelidir.”
“657 sayılı kanunun yürürlüğe konulduğu tarihten bu yana geçen zaman zarfında kamu idaresinde gerçekleşen gelişim ve dönüşüm karşısında hiçbir fiilî gerekçesi ve olgusal gerçekliği kalmayan yardımcı hizmetler sınıfı uygulamasına son verilmeli; bu sınıfta yer alan çalışanlar genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir.”
Şube müdürü ve şefler başta olmak üzere, yönetim hizmetleri kadro grubuna, görev, yetki ve sorumluluklarının genişliğiyle uyumlu olmayan, yetersiz özlük hakları verilmiştir. Şube müdürleri ve şeflerin özlük hakları, sorumlulukları ekseninde iyileştirilmeli, rotasyondan kaynaklanan sorunlar çözülmelidir.
“Şube müdürlüğü, eğitim uzmanı, araştırmacı veya dengi kadrolara atananlara, fiilen öğretmen olarak görev yapmak dışında diğer şartları taşımaları kaydıyla uzman ve başöğretmenlik için başvuruda bulunma hakkı tanınmalıdır. Şube müdürlüğü atamaları ilgili mevzuatındaki hükümlere göre gerçekleştirilmeli; 657 sayılı kanunun 76. maddesi çerçevesindeki şube müdürlüğü atamaları sadece istisnai hâllerde ve atama şartlarını taşıyan şube müdürlüğü adayları arasından gerçekleştirilmelidir. Şube müdürlüğü atamalarına ilişkin mahkeme kararlarının mağduriyet oluşturmasının önüne geçilmeli; mahkeme kararlarının uygulanmasında kazanılmış hakları koruyacak adımlar atılmalıdır.”
“Okullar arasındaki nitelik farkının sebeplerinden biri de okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklikleridir. Okulların laboratuvar, yabancı dil sınıfı, bilgisayar sınıfı ve ders kitabı haricindeki öğretim materyali ihtiyacı had safhadadır. Hâlihazırda eğitim kurumları yönetimlerinin kullanımına tahsis edilmiş hiçbir ödenek mevcut değildir. Hizmetli/güvenlik personelinin ücret, vergi ve sosyal güvenlik primleri, basit onarım, günlük rutin giderler, internet faturaları ödemeleri, sosyal faaliyetler için yol ve benzeri giderler, kırtasiye masrafları gibi zorunlu harcamalar, okul aile birliklerine yapılan bağışlardan karşılanmaktadır. Bu durumda da okul yöneticilerinin bakanlık genelgeleriyle bağış konusunda eli kolu bağlanmaktadır.”
Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı Mehmet Demir ise Genel Sekreter Talat Yavuz’un Adıyaman’da bulunmasından ve İl Divan Kuruluna katılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek “ Eğitim-öğretim, mevzuatın üstünde, müfredatın dışında, ders programlarıyla sınırlanamayacak derecede hayatın her anını kuşatan bir faaliyet olarak görülmelidir. ‘Hayat her anıyla bir okul, her yenilik gelişim için bir merhale, edinilen her güzel davranış yeni bir kazanımdır’ anlayışıyla yeni başlangıçlar için nitelikli dokunuşlar gerçekleştireceğimiz, kendimize ve gelişimimize katkıda bulunacak faaliyetlere ağırlık vereceğimiz bir eğitim sistemi için mevcut sorunların acilen çözülmesi gerektiğinin altını bir kere daha çiziyoruz” dedi. Mehmet Demir sözlerini şöyle tamamladı:
“Bakanlık, yaşanan sorunları, ortaya çıkan olumsuz tabloyu dikkatlice değerlendirerek, aynı sorunların tekerrür etmemesi için muhtemel olumsuz sonuçları gözeterek soruna ivedilikle müdahale etmelidir. Temizlik ve güvenlik başta olmak üzere yardımcı hizmetler için gerekli personel ihtiyacı il veya ilçe millî eğitim müdürlükleri eliyle hizmet alımı yoluyla karşılanmalı ya da istihdam için gerekli kaynak aktarılmalıdır.”