Haber
2019-08-05 16:52:49
Katillere hak ettikleri ceza verilmeli

Memur Sen Adıyaman Temsilciliği , çocuk istismarı, kaçırma ve çocukların öldürülmesi vakalarına basın açıklaması ile tepki gösterdi. Adıyaman’da yaşanan 13 yaşındaki Hüseyin Nasrullah Çelik olayına da değinilen açıklamada , son günlerde çocuklara yönelik istismar ve kaçırılma eylemlerinin arttığına, kaçırma eylemlerinin ölümle sonuçlandığına dikkat çekerek, acil tedbirler alınması çağrısında bulunuldu.

Memur Sen Basın ve İletişim Merkezi tarafından Memur Sen İl Temsilcisi Ali Deniz imzasıyla bağlı tüm sendikalar adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Adi ve vahşi katillere hak ettikleri ceza verilmeli “

"Bu menfur olaylar ile yeniden çocukların korunması için acil yasal düzenlemeler yapılması üzerine birçok tartışma yapılıyor. İlk olarak adi ve vahşi katillere hak ettikleri ceza verilmeli. Sonrasında mesele sadece ceza boyutuyla bırakılmadan bu tür vahşetleri ortaya çıkaran etmenler hassas bir şekilde analiz edilmeli, caydırıcı cezaların yanında önleyici tedbirler alınmalı. Çocukları koruma konusunda bütünlük arz eden bir tarzda eğitim, hukuk ve sosyal boyutlarıyla konu bütüncül bir şekilde ele alınmalıdır. Bakanlıkların, STK'ların, üniversitelerin ve medyanın iş birliği yapması gerekmektedir. “

“Dünyanın her yerinde çocuğa yönelik suçlarda artış görülüyor ve Türkiye'de bundan nasibini almış durumdadır. Ülkemizde son günlerde çocuklarla ilgili kayıp, istismar ve katledilme haberleri geliyor ve tüm ülkeyi büyük kaygıların eşiğine getiriyor. Önce Ankara Polatlı'da kaybolan 8 yaşındaki Eylül ve akabinde Ağrı'da, Ramazan Bayramı'nın birinci günü kaybolan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'den vahşet kokan acı haberlerini aldık. Şimdi ise Adıyaman’da 13 yaşındaki Hüseyin Nasrullah Çelik kardeşimizin acı haberi ile kahroluyoruz. Çocuk cinayetleri sıradanlaşıyor ancak sosyal medya tepkisinin dışında hiçbir adım atılmıyor. Çocuk istismarı gibi ahlaki değerlerin birçoğuna kapsamlı saldırı içeren bir fiil, ne kadar minimize düzeyde olursa olsun büyük bir sorundur. Bu konuda sadece devletin değil, hepimizin, ebeveynlerin, öğretmenlerin, din adamlarının, sivil toplumun ve diğer toplum kesimlerinin yapması gereken çok şey var. Bu ahlaksızlığın medyada bu kadar çok tartışılması belki farkındalık oluşturuyor. Ancak, yanı sıra farkındalık bu çirkinliğin normalleşmesine ve o eğilimi taşıyan hasta ruhlu insanların cesaret bulmasına da zemin oluşturma riski içeriyor. Alınacak tedbirlerin yanında bataklığı kurutacak bir tedbir olarak birey/toplum ahlakının sağlamlaştırılması gerekiyor. Öte yandan vurgulamak isteriz ki, bu konuda yargının daha hassas ve caydırıcı kararlar vermesi gerekiyor. Meclisin de bu tür fiilleri işleyen canavar ruhlu sapıklara en ağır cezaları öngören yasa değişikliği yapması zorunludur.”

“Katledilen çocuklar, ülkenin en temel meselelerinden birisidir”

 “Maalesef, mesele sadece iki çocuğumuzun katledilmesiyle sınırlı değil. 2017 yılında 387 çocuk cinsel istismara uğradı. TÜİK verilerine göre 2008-2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuk için kayıp başvurusu yapıldı. 2016 yılında 11 bin 691çocuk kayıp olarak bildirildi. Kayıp bildirimi yapılan çocukların maalesef yüzde biri bulunamıyor. Dolayısıyla, kayıp olup da bulunamayan, istismara uğrayan veya katledilen çocuk vakıaları bu ülkenin mutlaka çözmesi gereken temel meselelerinden birisidir.”

“Katledilen sadece çocuklar değil, masumiyet, insani ilişkiler ve toplumsal güven zeminidir”

“Çocukların istismar edilerek katledilmesi öylesine korkunç bir vahşet ki, birçoğumuz, çocukların kaza sonucu ölmüş olmasını dahi temenni etti. Bir çocuğun katledilmesi, bir insanın yaşam hakkının ihlal edilmesinin çok ötesinde insanlığın tükendiğini, vicdan ve merhametin iflas ettiğini gösteren ve zerre insanlık nasibi olanı bile yaralayan bir durumdur. Savunmasız masum çocuklara dönük her türlü şiddet, istismar ve katledilme olaylarının toplumda yarattığı sorgulamanın temelinde, yitirdiğimiz bu evlatlarımızla birlikte toplumdan iyilik, merhamet ve vicdanın da eksildiği gerçeğidir. Nitekim katledilen sadece çocuklar değil, masumiyet, insani ilişkiler ve toplumsal güven zeminidir. “

“Medyanın haber içeriğinde uzman pedagoglara daha fazla yer verilmeli”

“Toplumun dikkatini çeken bu olayları bir reyting malzemesi olarak görmekten imtina ederek, haber dilinin hem maktulün ailesini incitmeyecek hem de diğer ailelerde güvenlik paranoyasına neden olmayacak şekilde kurulması konusunda hassasiyet gösterilmelidir. Bu süreçlerde, toplumun bilinçlendirilmesi için önemli bir araç olduğu gerçeği dikkate alınarak medyanın haber içeriklerinde uzman pedagogların görüşlerine daha fazla zaman ayırması beklenen bir tutumdur. Yanı sıra medyanın haber dilini kurarken, güvenlik birimleri ve adli psikiyatrların önerilerini almamaları nedeniyle olayların anlatılış ve işleniş biçiminden kullanılan fotoğraflara, olayın gündemleştirilme sıklığına kadar birçok husus, suça meyilli kişiler için özendirici olabilmekte, kopya suçlar için kaynak işlevi görebilmektedir. Canımızı ne kadar yakarsa yaksın bu olayların faillerine “cani, hasta ruhlu” diyerek işin içerisinden çıkma kolaycılığına düşmemeliyiz. Bu faillerin hangi koşullarda nasıl bir eğitim ve yetiştirilme tazının ürünü olduklarına dair ayrıntılı çalışmalar ortaya koymak durumundayız. İnsani hasletleri yozlaştıran etmenlerin, insani değerleri ayakta tutma dirayetinden daha hızlı yayıldığı her koşulda maalesef bu gibi menfur olayların yaşanılması kaçınılmaz olacaktır. Memur-Sen olarak yarınımıza umut olan çocuklarımızın korunması için her türlü çabanın bir parçası olduğumuzu bir kez daha deklare ediyor ve bu olayların bir daha yaşanmaması için önleyici tedbirlerin kamu STK işbirliği ile etkin bir şekilde geliştirileceğine inanıyoruz. Bu vesile ile bu menfur olayı kınıyor, evladımızın kederli ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.”

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen