Besni ilçemize bağlı Çomak Köyü Ortaokulunda görev yapan öğretmenlerin okulda darp edilmesi üzerine Eğitim-Bir-Sen Besni Temsilcisi Mahmut Akçaay bir basın açıklaması yaptı. Akçaay açıklamasında şunları söyledi:
"Besni İlçemize bağlı Çomak İlköğretim Okulunda görev yapan öğretmen arkadaşlarımız bir öğrenci velisi tarafından çalıştıkları okulda darp edilmişlerdir.
Adıyaman’ın Besni ilçesine bağlı Çomak Köyü Ortaokulu öğretmenlerinden Faruk Songur, Ahmet Barutçu, Enes Şahin arkadaşlarımız maalesef yine cehaletin kurbanları seçilmiş, Öğrencisini eğitmek ve topluma kazandırmaktan başka hiçbir amacı olmayan öğretmenlerimiz görevi başında iken bir öğrenci velisi tarafından saldırıya uğramıştır. Arkadaşlarımız darp edildi, Bu menfur saldırıyı şiddetle kınıyor, protesto ediyoruz.
Öğretmenleri, hem de çalıştıkları okulda, devletin güvencesinde olması gereken kurumda herkesin gözü önünde darp edenlerin, buna tevessül ve teşebbüs edenlerin bu cesareti, bu rahatlığı kimden ve kimlerden aldığını biz çok iyi biliyoruz. Zamanı geldiğinde buna en güzel cevabı ve tepkiyi vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.
Öğretmene saldıranlar bilmeliler ki onlar sadece öğretmeni yaralamakla kalmıyor; aynı zamanda geleceklerini de yok ediyorlar. Bir eğitimciye saldırmak demek aynı zamanda bilime ve ülkenin geleceğine saldırmak demektir.
Öğretmene uygulanan şiddetin temelinde öğretmene olan saygı ve sevginin azalmasının payı elbette çok büyüktür. Bu konuda yetkililere, velilere ve eğitim kurumlarına çok iş düşüyor. Herkes şunu bilmelidir ki öğretmen asla sahipsiz değildir. Bütün gücümüzle arkadaşlarımızın yanında olacak ve arkadaşlarımızın uğradığı şiddetin takipçisi olacağız.
Buradan bütün sorumlulara sesleniyoruz: Şiddetin her türlüsüne, nereden ve kimden gelirse gelsin karşıyız.
Maalesef bu gün öğretmenlerimiz saldırılara karşı savunmasızdır. Eğitim Öğretim Kurumlarında alınması gereken güvenlik tedbirleri yeterince alınamıyor, sorumluluk öğretmenlere bırakılıyor. Yetkilileri öğretmenlere sahip çıkmaya çağırıyoruz. Öğretmene yönelik şiddetin bir an önce son bulmasını istiyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimcilere yönelik her saldırının sıkı takipçisi olmalıdır. MEB Hukuk Müşavirliği kanalıyla yargıya intikal etmiş davalarda kendi personelinin yanında olduğunu göstermelidir. Bakanlık nerede duracağı belli olmayan bu şiddetin olaylarının bir an önce son bulması için gereğini yapmalıdır.
Alo 147 hattı ile eğitimcileri; iftiralarla şikâyet edilmesinin önünü açan bakanlık, öğretmenleri savunmasız ve sahipsiz bırakmaktan derhal vazgeçmelidir.
Bu gün Okullarda öğretmenlerimizin can güvenliği kalmadı. Her gün bir arkadaşımız şiddet kurbanı oluyor, okullarımız tahrip ediliyor, eğitime ara veriliyor. Artık OECD raporlarını okumayı bırakın. Türkiye gerçekleriyle yüzleşin ve eğitimcilerin feryadına kulak verin. Güvenliğin olmadığı yerde sağlıklı bir eğitim yapılamaz.
Kimsenin yaptığı cezasız kalmamalı. Basınımız eğitimcilerin uğradığı şiddet kadar, saldırganların alacakları cezalara da yer vermelidir. Saldırganların hak ettiği cezayı almaları için var gücümüzle çalışacağız. Arkadaşlarımızın ve meslektaşlarımızın şahsında saldırıya uğrayan tüm eğitimcilere geçmiş olsun diyor, şiddete uğrayarak hayatını kaybeden meslektaşlarımıza da Allah'tan rahmet diliyoruz."