Adıyaman 1 Şubesi

Halepçe'yi ve cesur yürekleri unutmayacağız

Adıyaman Eğitim Bir Sen Şubesi, genişletilmiş yönetim kurulu ve işyeri temsilcileri ile Mehmet Akif İnan Konferans Salonunda gündemi değerlendirmek için bir araya geldi. Yoğun katılımın gözlendiği toplantıda Halepçe katliamının ve ABD’li aktivist Rachel Corrie’nin ölüm yıldönümü, seçim sonrası gerçekleştirilen sosyal ve kültürel faaliyetler ve nöbete ücret eylemiyle ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. Temsilcilerin görüş ve önerilerinin alındığı toplantıda Eğitim Bir Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz “sadece ücret sendikacılığı yapmadıklarını, Adıyaman’da hizmet sendikacılığının ve sosyal sendika anlayışının önünü açtıklarını söyleyerek her alanda çözüm üreten bütün üyelerinin her türlü gereksinimlerini göz önünde bulunduran ve bunu gözeterek çözüm üreten, ürettiği çözümleri hayata geçiren, bütün eğitim camiasının hak ve özgürlüklerini elde etmelerini sağlamak için gerekli sosyal baskıyı gerçekleştiren sendikacılık anlayışını sürdüreceklerini belirtti. öğretmenin tutmasının kanuni bir dayanağının olmadığını belirten Eğitim Bir Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz “nöbete ücret ve sınav ücretlerinde adaletin sağlanmasına yönelik başlattığımız eylemimiz topladığımız imzaların Kamu İdari Kuruluna verilmek üzere genel merkeze gönderilmesi ile devam ediyor. Nöbet ücreti ve sınav ücretlerinde adaletin eylemimizin bir sonucu olarak olumlu sonuçlanacağında endişemiz yoktur. Haklarımızı alana kadar mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız” dedi.

 

 

16 Mart 1988’de yaşanan Halepçe Katliamının yıldönümünü hatırlatan Ali Deniz, bu katliamın modern dünyanın yüz karası olduğunu vurgulayarak dünyada özellikle Ortadoğu’da hala sükunetin ve istikrarın sağlanamadığını, Ortadoğu’da yeni Halepçelerin yaşandığını ancak dünyanın olanlara sessiz kalmakta ısrar ettiğini söyledi. Ali Deniz sözlerine şöyle devam etti: “ Zulüm ebedi değildir ancak Suriye’de ve Filistin’de ve dünyanın diğer bölgelerinde göz yumulan soykırımlar ve katliamlar devam etmektedir. Halepçe katliamında çoğu kadın, yaşlı ve çocuk 5 bini aşkın kişi hayatını kaybetti. Bu vahşi saldırı, tüm insani değerlere olduğu gibi özü itibariyle doğaya ve bütün canlıların hayat hakkına da yönelikti aslında. Çünkü 16 Mart 1988'de Halepçe'de nefes alan her canlı hayatından oldu. Bugün, o katliamı yapan Saddam Hüseyin ve adamları yok ama başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde hala kan akıtılıyor, katliamlar yapılıyor. Bu durum, toplu katliam ve savaş gibi insanlık suçlarının bir ülkeye, bir diktatöre ya da bir döneme özgü olmadığını göstermektedir. Bu katliamı yapanların yanında, katliama seyirci kalan, kimyasal silahları bu zalimlerin ellerine verenler de suçludur. Eğitim-Bir-Sen olarak, savaşa, katliamlara, baskı ve zulme hep karşı olduk, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz. Zulüm kimden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, biz hep haklıdan ve mazlumdan yana olacağız. Halepçe'de katledilenleri rahmetle anıyor, dünyanın neresinde olursa olsun, zalimleri nefretle kınıyoruz.”

 

 

Eğitim Bir Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz 16 Mart 2003 tarihinde iki İsrail buldozerine karşı 8 ISM aktivistinin 3 saatlik direnişi sonrasında öldürülen ABD’li aktivist Rachel Corrie’yi de hatırlatarak “ zalimler ve zulümleri karşısında Rachel Corrie’nin “dünyada böyle bir zulmün kıyamet koparmadan gerçekleştirilebileceğine inanamıyorum. Dünyanın böyle korkunç bir hâle gelmesine göz yumuşumuza tanıklık etmek  canımı yakıyor, geçmişte de yaktığı gibi. Zulüm bizdense ben bizden değilim” sözünün daima hatırlanacağını söyledi.