Adıyaman 1 Şubesi
431 | | | 09-11-2023
Eğitime Sahanın Gözüyle Bakmak
Ahmet ŞAHİN

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yöntem ve uygulamalarında, müfredat ve öğretim programlarının belirlenmesinde  değişim çabalarına yeniden şahit oluyoruz. Öne sürülen gerekçeler tabii ki çağın gereklerine uyum sağlamak, Türkiye Yüzyılı, Cumhuriyetin ikinci yüzyılı gibi kapsamlı ifadelerin içinde aranıyor. Alışık olduğumuz bu hedefi ve iştiyakı önemsemekle birlikte kısa vadede yaşanacak yönetim kadrosundaki değişikliklerin beraberinde getireceği yeni anlayış ve yaklaşımların ve mevcut yönetim kadrosunun alışkanlıklarının, insan unsurunu, değer yargılarını asgari düzeye indirgeyen, sadece istatistik ve sayılara sıkıştırılmış dönüt taleplerinin bu hedefi sekteye uğratacağı endişesini de taşımıyor değiliz. Bu güne kadar sıkça rastladığımız eğitim öğretim sisteminde yenilik ve değişim çabalarının bahsini ettiğimiz nedenler dolayısıyla çok kısa sürede terk edilerek sitemin daha  kompleks ve girift yeni sorunları bakiye olarak bırakmış olması endişe ve kaygılarımızın temel sebebi olmuştur. Öğretmenler Odası Buluşmalarında bir sonuç olarak yükselen sesleri bu bakımdan anlamlı buluyor ve sürecin tüm paydaşlar için popülizmden ve birtakım saplantılardan uzak, bilimsel, cumhuriyetimizin kendinden önceki bakiyelerini de taşıyan, temel insani değerlerle zenginleştirilerek yürütlmesi gerektiğini altını çizerek ifade ediyoruz.

Her değişim vurgusu eğitim camiasında heyecan yaratmıştır tıpkı bugün olduğu gibi. Öğretmen adaylarının atama beklentilerinin karşılanmaya çalışılması, mevzuatta aksayan hususlara ilişkin değişikler ve yapılan hazırlıklar, Türkçe ve yabancı dil eğitimine yeniden ve daha fazla önem verilmesi, tasarrufa yönelik uygulamaların ihtiyaçların karşılanmasına engel teşkil etmeyecek şekilde uygulanmaya çalışılması gayreti, ölçme değerlendirme sisteminin sistematik ve kanıtlanabilir bir zemine çekilmesi değişim ve gelişime dair umutlarımızı yeniden yeşerten adımlar olmuştur.

Eğitime ve eğitimciye sahadan bakma becerisi kazanmış, öğretmenler odası ve okul idarelerini de içine alan çözüm odaklı, analitik bir eğitim sisteminin çağını aşan nesillere vesile olacağını biliyoruz. Eğitime sahanın gözü ile bakmak tabiri bu noktada önemli bir unsur olarak kabul edilmiş ve camianın ortak kanaati haline gelmiştir. Bütün bu ifadelerin ışığında sahanın gözüyle bakılmasını ve çözüme kavuşturulmasını istediğimiz bazı hususları görmek isteyenlere gösterelim ve diyelim ki;

Milli Eğitim Bakanlığını, eğitim çalışanlarını ve yöneticilerinin enerjisini sömüren  MEBİM, CİMER ve benzeri iletişim yollarının maksadına uygun kulanılması sağlanmalı, bu iletişim kanalları inceleme ve soruşturmaların dayanağı olmaktan çıkarılarak bilgi edinme amacına hizmet edecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Hepimiz biliyoruz ki adı geçen bu kanallar bilgi edinme arzusu göz önünde bulundurularak hizmete açılmış ancak uygulamada yozlaştırılarak birer şikayet makamına dönüşmüştür. Şahsi husumetler, menfi beklentiler ve diğer birçok sebeple  asılsız iddiaların türediği yerler haline gelmiştir. Ve ne yazık ki asılsız olduğu tespit edilen iddialar değerlendirildiğinde iddia sahipleri hakkında eğitim çalışanlarının itibarını koruyacak herhangi bir hukuki süreç işletilmemiştir. Üstelik mülki idarenin asılsız olduğu tespit edilen iddialarla ilgili olarak kamu çalışanlarını korumak için hukuki süreç başlatma yetkisi kanunen tanınmış olmasına rağmen mülki idare yetkisini kullanmaktan ve kamu çalışanlarına karşı yükümlülüğünü yerine getirmekten imtina etmiştir.

İster kesintili olsun ister kesintisiz, zorunlu eğitim dayatması sonlandırılarak küçük sanayi için ara eleman istihdamı sağlanmalı veya meslek liselerinin akademik süreçler de göz önünde bulundurulup teşvik edici uygulamalarla tercih edilmesi sağlanmalıdır.

Merkezî sınav sistemi değiştirilmeli, öğrenciler bu yorucu ve stresli maratondan uzaklaştırılarak düşünebilen, üretebilen ve çocukluğunu yaşayarak büyüyen bir nesil yetiştirilmesi için müfredat ve öğretim programlarında köklü değişiklikler yapılmalıdır. Bu bağlamda eğitim programlarının hafifletilmesi ve sadeleştirilmesi sağlanmalı, sosyal etkinlik ve rehberlik çalışmaları için tüm kademelerde hususi bir zaman dilimi ayrılmalıdır.

Tüm müstakil okullara güvenlik görevlisi kadrosu verilmelidir. Nöbetçi öğretmen ve yöneticilerin, yaşanan olumsuzlukların birinci derecede sorumlusuymuş gibi bir muameleye tabi tutulmasından, okul polisiymiş gibi görülmesinden vazgeçilmelidir.

Okul bazlı bütçe uygulaması devam etmeli ve okulların ihtiyaç duydukları ödenekler geciktirilmeden gönderilmeye devam etmelidir.

Çalışmalarıyla fark yaratan öğretmen ve eğitim çalışanlarının ödüllendirilmesine ilişkin düzenlemeler gözden geçirilmeli ve mevzuat, sürekli aynı simaların veya yöneticilerin ödül aldığı döngüden uzaklaştırılmalıdır.

Dezavantajlı bölgelerde görev yapan çalışanlara ek tazminat ödemesi ve atamalarını olumlu etkileyecek düzeyde bir ek hizmet puanı verilmesi sağlanmalıdır. Dezavantıjlı bölgelerde çalışan eğitim çalışanları için cebri uygulamalar yerine cezb eden haklar verilmelidir.

Basit bir yazıyla veya yönetmelik değişikliğiyle bazı taleplerin hızlı bir şekilde karşılanabileceğini, bahsini etmediğimiz ve çözüme kavuşturulması çok da zor olmayan birkaç hususun daha olduğunu hatırlatarak sahada gördüklerimizin şimdilik bu kadar olduğunu ifade edelim. Çözüm noktasında atılan olumlu adımları takip ederek sahadan seslenmeye ve  gördüklerimizi aktarmaya devam edeceğiz.

Tüm Yazılar
1 Eğitime Sahanın Gözüyle Bakmak
2 Kariyer Basamakları Sınavı Sonrası Oluşan Mağduriyetler Giderilmelidir