Yazı
Yazar : Ali YALÇIN
83234 Görüntülenme
Sıddık Ertaş’ın Rosa Parks Duruşunu Kutluyorum
Ali YALÇIN

Öncelikle tebrikler diyerek başlıyorum. Bu hareketi kimsenin etkisi olmadan bireysel olarak kim başlatabilir deselerdi, ‘Sıddık Ertaş’ derdim. Beni yanıltmadı. O, kelimelerin anlamsızlaşmasının, harflerin kuyuya düşmesinden kaynaklandığını bilen ve  “Kuyuya Düşen Harfler” şiir kitabını çıkaran; şiir yazacak kadar duygulu, ‘hayır’ diyecek kadar da yüreklidir.

 

“Mevcut kılık kıyafet yönetmeliğinin insan onuruma yakışmadığını, kişiliğimi olumsuz etkilediğini düşündüğümden dolayı, bundan böyle okuluma kendi tercih ettiğim kılık kıyafetle gitme kararı almış bulunmaktayım” açıklamasını okuyunca, standart vatandaş tiplemesinin dışındaki tavırları bir anda gözümün önünde canlandı. Mevcut sistemin imalat hatası olarak görülen, çizgilerin en çok insanın yaşam alanını daraltanından bunalan adamdır O.

 

Ülkemizde ‘Kamusal Alan’ diye türetilen yalan, yıllardır insanların iç huzurunu da, iş huzurunu da tehdit ediyor. Üç maymun ve muz hikâyesinde olduğu gibi, sonradan gelenlerin kraldan çok kralcılık yapmaya çalıştığı, öğrenilmiş çaresizliklerini kendilerinden sonrakilere miras bıraktıkları saçmalığa karşı, “yeter artık” demek gerekiyor. Öğrencilerle ilgili yönetmelik değişikliği defolu da olsa, ‘öğretmene yasak, öğrenciye serbest’ olan bir uygulamada öğretmenlerin haklı taleplerini dillendirirken Sıddık Ertaş, söylemin dışına çıkan bir duruş sergiledi.

 

‘Özgürlüğüm yok. Ben bu halimle huzursuzum’ sözüyle, “Huzuru özgürlükten ayıramazsınız, çünkü hiç kimse özgürlüğüne sahip olmadan huzur içinde olamaz” diyen Malcolm X’i haklı çıkaran sen, yine direniş sembolü siyah liderin tavrıyla, adeta “Kimse sana özgürlük veremez. Kimse sana eşitlik veya adalet veya başka bir şey veremez. Eğer adamsan, sen alırsın” demiş oldun.

 

Tıpkı, 1955’te Alabama’da siyahlara karşı uygulanan ayrımcılığa karşı çıkan, beyaz adamla otobüse aynı kapıdan bile binemeyen, sadece kendisine ayrılan yere oturan, istenildiğinde oraya bile oturamayan siyahların isyanını bayraklaştırırken, kendisi de bayraklaşan Rosa Parks gibi yaptın. Montgomery’de otobüse binen beyaz adamın, beyazlara ayrılan yerde boş koltuk bulamayınca siyahların oturduğu yere yönelip yer vermesini istediği Rosa’nın yer vermeyip bedelini ödeyecek kadar cesur davrandığı geldi aklıma. Parks’ı uyaran şoförü de takmamış, tutuklanarak hapse atılmıştı. Durumu protesto eden siyahlar, Gandhi gibi bir eyleme imza atmış ve bir yıldan fazla süre içerisinde arabalara binmemişlerdi. Her yere yürüyerek, giderek her geçen gün farkındalığı daha da artırmışlardı.

 

Terbiyesizlik edenlerin terbiye etmeye çalışmasına direnen siyahların her geçen gün büyüyen direnişine Martin Luther King yön verince, 1964’de mecburen yasa çıkarılmış ve ayrımcılık ortadan kalmıştı. 1996’da Başkanlık Hürriyet Ödülü’ne layık görülen Rosa Parks, 20. yüzyılın insan hakları savunucusu seçilmekle kalmamış, sivil itaatsizliği ile açtığı çığır sonrası Rosa Parks’a altın madalyasını 1999’da Bill Clinton vermişti.

 

İnsanları inançları ile yönetmelik arasında presleyen kamuda başörtüsü yasağı, yıllardır can yakmaya devam ediyor. Okul kapılarında yer yarılmadığı için içine giremeyen ama peruğu taktıktan sonra utangaç edayla hızlı bir şekilde okuldan içeri girmeye çalışan başörtülü öğretmenlerin gün boyu yaşadıkları iç muhasebeyi anlamak için yaşamak değil, sadece o anı görmek bile yeterlidir.

 

Memur-Sen olarak TBMM kapısında başlattığımız “Kamuda Başörtüsü Yasağına Hayır!”  eylemi 10 Dünya Aralık İnsan Hakları Günü’nde 81 ilde devam etti. Eğitim-Bir-Sen teşkilatı bir kez daha sessiz yığınların sesi olduğunu göstererek kitlesel ders verdi. Haklarının kendiliğinden verileceğini düşünenlere adeta ‘hak verilmez, alınır’ dedi. Bireysel olarak ne yapılması gerektiğine ilişkin en anlamlı dersi ise, Sultanbeyli’de görev yapan Öğretmen Sıddık Ertaş verdi.

 

“Bu bakımdan memurların kılık kıyafet yönetmeliğinin de derhal kaldırılması; yakın zamanda bunun mümkün olmaması durumunda acilen revize edilmesi ve böylece memurların da kendi kıyafetlerine karar verebilecek yeterlilikte olduklarının devlet tarafından kabul edilmesi gerekmektedir. Çünkü 12 Eylül darbesi, insanımızın elinden bütün özgürlüklerini aldığı gibi, kılık kıyafetini seçebilme hakkını da ona çok görmüştür. Artık devlet, insanların zekâsına hakaret etmekten vazgeçmeli ve eski köhnemiş alışkanlıklarından tamamen kurtulmalıdır. Artık devlet, insanların etek boylarından ve başörtülerinden, saçının kulağı kapatıp kapatmamasından, tıraşının biçiminden, bıyığının uzunluğundan, giyeceği ayakkabısının biçiminden, makyajından vb. elini tamamen çekmelidir” diyen Ertaş’tan sonra tekrar söz söylemeye gerek var mı?

 

Gök kubbenin altında söylenecek bütün sözler söylendi. Şimdi eylem zamanı…

 

Ali YALÇIN

EĞİTİM-BİR-SEN Gen. Başk. Yrd.

Yazarın Diğer Yazıları
#

Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak

2024-09-08 14:19:27
#

Siyonizmin sponsorları da bedelini ödeyecek

#

Zorluklar dayanışmayla aşılır, sorunlar örgütlenerek çözülür

#

Örgütlü gücümüzle tarih yazıyor, yetkimizle kazanım üretiyoruz

#

Eğitim sisteminin ihtiyacı tamir mi, imar mı?

#

Salgın sürecinde bir fedakârlık örneği: Eğitim çalışanları

#

Hakkımızdan azına razı olmadık, olmayız

#

Pagan kültürden medet uman çağdaşlık

#

Kamu görevlisi devletin yükü değil, gücüdür

#

Yeni ufuklardan yeni umutlara

#

Paradigmalar sarmalında kadın ve emek

#

Denetim, kadavraya otopsi değil, hayata koruyucu hekimlik yapmaktır

#

Fedakârlıklarımızın ham maddesi ideallerimizdir

#

"Eğitim kovayı doldurmak değil, ateşi tutuşturmaktır"

#

Seçimimiz daha ideal bir eğitim düzeni içindir

#

Şiddet eğitimi tehdit ve tahdit ediyor

#

Yanlışı göstermek doğruyu görenlerin hakkıdır

#

Bir istiklal ve istikbal meselesi olarak öğretmenlik mesleği

#

Bugün için umut gelecek için müjdeyiz

#

Sıralama ve yerleştirme baskısı altındaki ortaöğretime yerleştirme serüvenimiz

#

Niceliğimizin büyüklüğünü niteliğimizin gücüyle besliyoruz

#

Yabancı dil öğretimi için önce öğretmen

#

Cefayla açılan yolu vefayla yürüyoruz

#

Özel öğretimin hâli ve sorunlarının halli

#

Tarihin öznesi olmak için paradigmayı değiştirmeliyiz

#

Millî Eğitim millî eğilime uymalıdır

#

Hikmet sırrına erebilen üstün zekâlı çocukları tanıma ve yetiştirme davamız

#

Büyük Türkiye hedefine inanmış 402 bin üyeyle yeni anayasa yolculuğu başlatıyoruz

#

Muhaciri olduğumuz dünyanın Ensarı olmak

#

"Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın..."

#

Öncü medeniyet davasında imam hatip okullarının önemi ve sorumluluğu

#

Hep birlikte hareketleneceğiz, bereketlenerek büyümeye devam edeceğiz

#

Şimdi, herkesin kazandığı toplu sözleşmeyi anlatma vakti

#

Kültür elçisi olarak misafir öğrenciler

#

'İnsanlığın son adası'nda mesuliyetimiz

#

Denetimin unvan, imkân ve yetki sorunu

#

Hayatı Hakk'a uydurmak için bismillah...

#

Hayatı Durdurmak Kimlerin İşine Yarar?

#

KYK Artık Sorunların Altını Değil Üstünü Çizmeli

#

Öğretmenler Neden 'Ek Dersi' Değil de 'Ek İşi' Tercih Ediyorlar?

#

Dünü Kuşanıp Yarını Kuşatacaklar Buluştu

#

Yüreği, Kavgası, Sevdası ve Kalemi Güzel Adam

#

Ya Cumhurbaşkanı Öğretmen Olsaydı!

#

'Akademik Zam' Yeni Hükümetin Önceliği Olmalıdır

#

Aynı Sorun Aynı Hata Aynı Tartışma

#

FATİH Projesi Mesleki Eğitimi Uçurabilir mi?

#

İmkânsız Diye Bir Şey Yoktur

#

İHH'ya Hasım Olanlar İsrail'e Hısım Olanlardır

#

Milli Eğitimin Çağı Dönüştürecek Projesi

#

YÖK, Teknik Öğretmenleri Duymalıdır

#

Şafak Pavey'in Merhameti Değil, Rosa Parks'ın Başarısı

#

Sendikacılığın Öğretmeni Erol Battal

#

Öğretmenler Zimmetle Karşı Karşıya!

#

Sayın Bakanım, Bürokratların Öğretmene Neden Zulmediyor?

#

MEB Hukuk Müşavirliği Başörtüye Serbestliği Hazmedemedi mi?

#

Onlar Çaresizliklerinden, Biz İse İnsanlığımızdan Utandık

#

Eğitim-İş’e Acil Şifalar Diliyorum

#

Kılık Kıyafet Özgürlüğü Eyleminde Dik Duranlar ve Dibe Vuranlar

#

MEB “Unutan iyileşir” Politikasını Bırakmalı

#

Milli Eğitim 100 Temel Eseri, Ertuğrul Günay İse Kendini Gözden Geçirsin

#

Devletin Sadık Kulları ‘Çiçek Olun’…

#

Statükonun Mankurtlaşmış Kibirli Bekçilerine

#

Vali Öğretmenleri Anladı Darısı Hükümete

#

Çığlıklar Feryada Dönüştü Çözüm: İl Emri

#

Eğitim-Bir-Sen Neleri Yapmadı?

#

‘Kamusal Alan’ Koca Bir Yalan!

#

Bakan Felaket Tellallarını Ters Köşeye Yatırdı

#

Bakan’ın İçi Burkulmuş, Biz ise Çileden Çıktık

#

Öğretmenler Bu Kez Himmet Değil Buğday İstiyor

#

Herkesi Eğitim Müfettişi Olmaya Davet Ediyorum

#

Bazı Eğitim Müfettişleri İstiklal Mahkemelerine Rahmet Okutuyor!

#

Özel Harekât Okullara Kaydırılsın (!)

#

Yalan Namertlerin Cesaretidir

#

Fişleyen Rektörü ve Dışlanan Doçenti Anlayabilmek…

#

Kurban Olarak Daha Kaç Okul Müdürü Lazım?

#

Şeflere “Ötanazi” Uygulanıyor

#

BT Öğretmenlerinin Sorunları Çözülebilir mi?

#

Sözleşmeli Yolluğunda Yanlışlar Zinciri!

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen